”Makarna tabakta çok hoş duruyor. Acaba yerde nasıl duracak? Bir deneyelim!’’ Size garip gelebilir ama bu tam da 14 aylık bebek aklından geçenlerdir. Çoğu zaman bir bebeğin böyle bir hareket yapmasını yaramazlık olarak algılarız. Hareketin hoş olmadığı ve özendirilmemesi gerektiği doğru; ancak bebeğin tek amacı deney yapmak. Konuya bu açıdan bakmak bazı şeyleri daha kabul edilebilir kılacaktır.
Fiziksel Gelişim :
14 aylık bebek bağımsızlıkla ve bağımlılık arasında gider gelir. Odada oturuyorken sizden hızlıca uzaklaşır, tam kapıya geldiğinde gözlerinizin içine bakar. O anda ”acaba gitmeli miyim, yoksa geri mi dönmeliyim ?”diye soruyordur kendi kendine. Yeni bir şeyler öğrenme güdüsü onu gitmeye zorlarken, sizden aldığı sıcaklık ona ”dön emri” vermektedir. Aslında bu ikilem bebek, çocuk olup hatta ergenliğe kadar devam edecek kendi içindeki bir iç savaşın işareti: Bağımsızlık. Bu yolculukta gözleriniz, hareketleriniz ve sözlerinizle ona destek olduğunuzu her zaman hissettirin.
Bebek ve Beslenme :
Bağımsızlığını isteyen bir çocuğa yemek yedirmek zor olacaktır. Aylarca oturmak ve dünyayı seyretmek zorunda kalan bebek artık her şeye ulaşmak ve kurcalamak ister. Çünkü, bir yerlerde oturup pasif kalmak onun için artık ”Çin işkencesi” olmaktadır. Bu nedenle bir yaşından sonra bebekleri masada tutmak gayet zor olabilmektedir. Konuya bu gerçekliği akılda tutarak yaklaşmak gerekir. Onu yemek masasında tutmak için aşırı ısrarcı olmayın. Bu yemek yemeyi bir ceza olarak algılamasını sağlayabilir. 14 aylık bir bebeğin açlıktan hayatını kaybetmesi de imkansızdır. O bazen çok, bazen az yiyerek kendince bir denge oluşturacaktır. Kendi porsiyonlarınızla onunkini karıştırmayın lütfen. ”Minik gurme” nin midesi halen çok küçük. Sağlıklı gıdalarla pişirilmiş yemekler yapmak, öğünlere yeni gıdaları eklemek ve bir sofra rutini oluşturmak sizin göreviniz. 3N,1 N kuralını hatırlayın. Ne zaman,nerede ve ne yenileceğine aileler karar verir. Ne kadar yenileceğine ise çocuk.
Korkular :
”Minik kalbiniz” büyüdükçe yeni korkular geliştirebilir. Hayatı keşfettikçe hayatın sadece güzelliklerle ve mutluluklarla dolu olmadığını öğrenecektir. Hayatta zorluklar, acılar ve korkular da var. Ve bebeğiniz artık bunlarla yüzleşiyor olacak. Gün içinde yaşadığı bir stres gece bir rüya veya kabus görmesine neden olabilir. Bu onu korkutup gece ağlamsını sağlayabilir.Yanında olduğunuzu, sorun olmadığını hem hareketlerinizle hem de sözlerinizle ifade etmelisiniz.
Bebek Konuşuyor :
14 aylık bebek ” yemek vakti geldi ”dediğinizde mutfağa koşuyorsa bu size hayal gibi gelmesin. Bebek artık daha karmaşık cümleleri de anlayacak kapasitededir. Artık komik şarkılar yerine onunla biraz daha anlamlı sohbetler yapabilirsiniz. Sizin söyleyeceklerinizi anlayabilir ama cevap vermesi, anlaması kadar kolay olmayacaktır. Ona yardımcı olun. ”Bu” diyorsa ‘’Evet Göktuğ anlıyorum su istiyorsun’’dediğinizde inanın ona 5 kelimeyle çok şey anlatmış olursunuz. Dikkat ettiniz mi ? bir tek kelimeye tonlama yaparak soru formatı da oluşturabiliyorlar. ”Bu” derken vurguyu sona yaptıkça kelime su ver anlamında bir soru cümlesi oluyor.
Yemek yerken deney yapmayı seven 14 aylık bebeğin bir dahaki sefere bezelyeleri ağzı yerine kafasından aşağı aktarması da olasıdır. Bu durum sizi çok güldürse de bunu bebeğinize hissettirmeyin. Çünkü yaptığı hareketin sizde mutluluk yarattığını algılarsa bunu çok uzun süre farklı yöntemlerle denemeye devam edecektir. Bu arada en iyisi yemek sandalyesinin altına bir bez veya gazete sermek..
Bilgi Hapı:
Bebeğinizin dişleri gelmeye devam ediyor olabilir. Bu onun damaklarında ağrı yapıyor olabilir. Onun eline biraz soğutulmuş bir muz,boydan kesilmiş salatalık veya havuç verin bakalım. Eline aldığı bu gıdaları ağzına attığında soğuk hissi onun damaklarına iyi gelecektir. Miniğin eline çok katı gıdalar verdiğinizde, boğulma tehlikesine karşı her zaman tetikte olmalısınız.
Altuğ’a gelirsek; Yukarıdakileri okuyunca Bu ay en belirgin özelliği herşeye çok güğzel tepki veriyor. Konuşamasa da ne demek istediğini bize anlatıyor.
Bağımsız olmak , herhal de en çok istediği şey… Yürüyebiliyor,ama çok cesaretli değil. Henüz 5-6 adım tek başına yürüyor. Elinden tuttuğumuzda bırakın yürümeyi, koşuyor bile…
Yemeklerimiz artık belli bir düzene girdi. Eğer hasta ve ya diş çıkarma dönemi değilse, artık kusmaları yok… Pütürüklü de yiyor. Ama onu çok zorşlamıyorum. Eline birşey verdiğimizde kendi kendine güzelce yiyor. Açken pütürtüklü , yada blendırdan geçirilmiş farketmiyor. Ancak doymöuşsa o zaman kendini hiç zorlamak istemiyor.
Uykuları da düzenli… Sabah 06:30-07:00 de yarı uyanık oluypor. Sütünü içip, yaklaşık09:30 a kadar uyuyor. Sonra 10:00-10:30 civarı kahvaltı yapıyor. Kahvaltısını bazen meyveli bazen de yumurtalı yapıyor. Bazen 12 civarı küçük bir kestrime yapıyor. Saat 14:00-14:30 civarı öğle yemeğini yiyor. genel de bu öğünde yoğrut ile etli sebze çorbası ya da yemeği yiyor. Ardından oyun zamanı.. Saat 17:00-17:30 civarı 1 -1,5 saatlik bir uyku saati var. Sonra ben işten evev gelmiş oluyorum: 18:00-19:00 arası anne ile cilveleşme zamanı.. Babamız 19:00 da gelince tyarım saat onunla cilveleşip, akşam yemeği yiyoruz, hep beraber. Akşamüzeri uyuduğu için yaklaşık 23:30-24:00 arasında bizimle beraber uykuya geçiyor. sabah ka dar da deliksiz uyuyoruz.( aman nazar değmesin!!)
oyunlarımız; müzik ile dans etmeyi, el çaklatıp, kafasıyla ritm tutmayı çok seviyor. Telefonlarla oynamayı ama gerçek ve çalışan telefonla oynamayı çok seviyor.