Geçtiğimiz günler de yaptığımız emzirme seminerinde annelerden birinin bebeğinin birden emmeyi kestiğini söyledi. Birçok neden aradık hiçbir şey bulamayınca, annenin neler yediklerini sıraladık.

Yedikleri arasında ekstra baharatlı köfte olduğunu ve bunu gün aşırı 2 kere yediğini gördük. Bu köfte her zaman yaptığından farklı olduğunu ve ekstra baharatlı olduğunu söyledi.

Köfteyi kestikten bir gün sonra bebeğinin emmeye başladığını 2 gün sonra da aynı ritmi yakaladığını konuştuk. Yani biz emzirdiğimiz dönem boyunca özellikle sadece anne sütüyle beslediğimiz dönem de yediklerimiz sütümüzün tadında değişiklik yapıyor.

Sadece süt içmenin bir süre sonra sıkıcı bir hale geleceğini düşünebilirsiniz ama anne sütü, aslında bebeğin daha sonraki hayatındaki gıda tercihlerini bile etkileyebilecek bollukta, farklı lezzet kombinleri sunar.

Bunun en bilinen örneği; havuçtur. Yapılan araştırmalarda annelerin hamilelik sırasında veya emzirme döneminde havuç yiyen annelerin, bebeklerin havuç tadına yakın mamalarını tercih ettikleri görülmüş.

Yapılan farklı bir çalışmada da emziren annelere çörek otu, mentol, muz ve meyanköküne tadını veren bileşimleri içeren yenilebilir kapsüller verildi.

Her ne kadar bu farklı lezzetlerin anne sütünde belirlemeleri farklı süreler aldıysa da, sonunda hepsi ortaya çıktı. Süt sadece 1 saat sonra muz lezzetini alırken iki saat sonra da çörekotu ve meyankökü tatları hissedildi.

Mentol ise süte iki saat içinde geçti ve altı saat daha orada kaldı. Dört lezzet in hepsi de kapsüllerin alınmasından sekiz saat sonra yok oldu. Ama lezzetlerin süte nasıl karıştığı kadından kadına farklılıklar sergiledi.

Eğer yediğiniz bir şeyin bebeğinizin nazik damağını rahatsız edeceğiniz düşünüyorsanız, için sekiz saat her hangi bir nahoş tadın sütten gitmesi için sekiz saat yeterli bir süredir.