Tüm dünyada 1 Ekim, Dünya Emzirme Günü olarak kutlanmakta, bunu takip eden hafta boyunca anne sütü, emzirme ve bebek beslenmesi ile ilgili çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.
Ben de bloğumda 1-7 Ekim değil de bir hafta boyunca hergün Emzirme ile ilgili yazılar yazacağım. Sizelrin de merak ettikleri olursa bana email atarsanız, o konularda da yazabilrim.
Bu konu ile ilgili sizlerle paylaşacağım ilk yazım Benim Emzirme Hikayem…
Bloğumu takip edenlerin ve beni tanıyanların çoğunun bildiği bir süreç..
Ben bir Emzirme Danışmanı ve Hamile eğitimi veren biri olarak, Emzirme sürecinin çok zor olmadığını ,isteyen her annenin yapabileceğini tüm eğitimlerimlerinde anlatıyor, onlara nasıl emzirecekleri konusunda da bilgiler veriyordum.Teorik olarak deneyimli fakat pratik olarak deneyimsiz bir eğitmendim..
Oğlum 30. haftada dünyaya gelmeye karar verince bildiğim herşeyi unutarak, büyük bir korku ile 3 hafta daha Altuğ’u içeride tutmayı becerdim.Endişe seviyemin çok yüksek olduğuı bu bekleme sürecimin son günü göğsümden gelen sarımtrak sulu sıvıyı gördüğümde , göğsümün de iltihap kaptığını düşündüm.Aklıma bebeğim geliyor, sütü hazır ,diye hiç bir düşünce gelmemişti. Taa ki beraber çalıştığım bebek hemşireleri ”ne güzel, Altuğ geldiğinde sütü hazır”dedikleri ana kadar.
Oğlum 33. hafta da babasını ve beni epeyce bir korkutarak dünyaya geldi. O anı hiç unutamıyorum. İlk karşılaşmamız muhteşemdi:))) Acil bir doğum olduğu ve sonucunun ne olacağı belli olmadığı için bana biraz fazla anestezi vermiş olsalarda ,Altuğ’u kucağıma ilk aldığım an , anlatılmazdı. Minicik olan Altuğ, kocaman olan annesinin kucağında ilk emmesi oldukça başarılıydı.
Hastanede hemşire arkadaşlarımın yardımıyla emzirme çalışmalrı ve pompa ile sağma seansları işe yaramıyordu.. Kafamı rahatlatmam gerekiyordu ki onu da o zaman düşünemiyordum.. 4 gün sonunda oğlum hiç kuvöze girmeden, gayet sağlıklı bir şekilde eve gittik..Anne sütünün yanı sıra mama da almak zorunda kaldı.Çünkü annesi çok kaygılıydı. Eve geldiğimiz de biraz daha rahatlamıştım. Sağdıkça süt miktarım artmaya başlasa da yeterli değildi.Çocuk doktorumuzun da desteği ile ben hem emziriyordum, hem mama veriyor hem sağıyordum.Zamanla sağdığımda 10cc gelen süt miktarımda artmalar olmaya başladı. Bu işi başarıyorum.Herr geçen gün bebeğim daha rahat emmeye başladı. Ben de her ne kadar sadece su içmenin yeterli olamsı yanı sıra süt getirecek aklınıza ne geldiyse yedim, yedim…
2. ayın ortalarında Altuğ sadece geceleri 1 kere mama alır durumuna geldi. Hiç bir zaman saklayacak kadar sütüm olmasa da oğluma yetiyordu. Hiç usanmadan her emzirmeden sonra sağdım. Gece emzirdim ve sağdım. Biliyordum ki gece daha fazla oksitosin salgılanıyor, ne kadar yorgun olursam olayım , sağma seanslarına devam ettim.
Ben ne zaman kafamı rahatlattım , o zaman işler yoluna girdi. Her dersimde anlattıklarımı tekrar kafamdan geçirdim ve onları uyguladım. Ben kendime de minicik oğluma da inandım, oğlumun 6 ay boyunca az mama takviyesiyle anne sütü almasını sağladım.
Bizim anne sütü maceramız 9 ay sürdü. Oğlum 9. ay sonunda birden bire emmek istemedi. Onu kızdırmadan, inatlaşmadan her beslenme öncesi emmeyi teklif ettim. Malesef istemedi.. Ben de sağarak yaklaşık 1 yıl devam ettim..
Bu süreç esnasın da bana destek olan eşime, anneme, İstanbul Cerrahi Hastanesi bebek odası hemşire arkadaşlarıma ve çocuk doktorumuz Zermine Büyükkeçeciler’e çok teşekkür ederim…
İşte benim emzirme hikayem..
Tüm eğitimlerimde anlattıklarımı değiştirdim. Artık deneyimleri olan bir anne olarak Emzirme anlatıyorum..
sizin emzirme hikayeniz nasıl? yazmak isterseniz buradan da yayınmlayabilriz…
sevgiler, bol sütlü günler:))